İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » Dijital Dünya’da Örgüt Aidiyeti ; Maslow ve Mintzberg

Dijital Dünya’da Örgüt Aidiyeti ; Maslow ve Mintzberg

  • 1 yorum

Ait olma, çalışanın kendisini bağlı bulunduğu örgütle karşılaştırmak suretiyle öz tanımlama yapması ve bu tanımlamanın sonucunda kendisini örgüte ait ve örgütle özdeş olarak görüp bu bağlamda bir kişisel alan yaratmasıdır.
Fiziki temas halinde olduğumuz çok öncesi olmayan ama çok uzun gibi gelen pandemi öncesi şartlarda her kurum insan kaynakları ve tüm departmanlarının nasıl daha perçinleriz diye düşündüğü uygulamalar da bulunduğu konu ; Aidiyetlik.
Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanan ‘A Theory of Human Motivation’ adlı çalışmanın ortaya koyduğu insan psikolojisini gösteren bir teoriyle günümüze kadar basamakları arasıra artıp azalsa da asıl hali hala geçerlilğini koruyan İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ üzerinden aidiyetliğe bakmak istiyorum.

Bir çalışanın ilk temel ihtiyacı olan fizyolojik ihtiyaçlarını önce elde etmesi gerekiyor. Fizyolojik ihtiyaçlar elde edilmeden diğer tüm basamaklar anlamını yitirmiş oluyor. Tabiri yerinde ise, aç ayı oynamıyor.
Sonrasında kendisini ve ailesini güvende hissettiği noktada aidiyetlik ihtiyacı doğuyor. İnsan, tabiatı olarak birlikte olmayı, bir faaliyetin parçası olmayı ve var olduğundan haberdar olunmasına ihtiyaç duyuyor. Vietnam savaşında esir düşen Amerikan askerlerinin hücrelerde birbirlerine duvarlara vurarak çıkardıkları seslerle motivasyon sağladığını, inançlarını koruduklarını (Stockdale Paradoksu) yazıyor kaynaklar. Takımınızdan, sevdiklerinizden gelen bir ses bile bizi ayakta tutabiliyor, yaşama tutundurabiliyor.
Ait olma noktasında ise ekibinizin ve liderinizin rolü “İçsellik ve Dışsallık Statüsü” nü belirliyor. İçsellik; bir örgütün parçası hissetme eğilimiyken, dışsallık da bunun tam zıttını temsil ediyor. Liderin dahil olması ile birlikte kişilerin insiyatif ve srumluluk alması için de uygun ortamı sağlıyor olması gerekiyor. Sevdiğim bir söz ile açıklarsam ;

“Çeşitlilik bir kişiyi partiye davet etmektir. Dahil etmek ise o kişiyi dansa kaldırmaktır.”

Bu bağlamda Henry Mintzberg tarafından yürütülen yönetim çalışmalarında Rol Teorisi, aidiyetlik duygusuna yön vermekte büyük etkili olduğunu düşünüyorum.


Liderin Kişiler Arası Rolü ve Yükümlülükleri

Liderin temsili, çalışanlarla bir arada olması, şeffaf olması, sinerji yaratarak ayna nöronlarımızı tetiklediğini söyleyebilirim. Ayna nöronlar vesilesiyle bir kişinin esnemesiyle bizim de esnememiz, karşımızdaki kişinin gülümsemesiyle bizim de farketmeden gülümsememiz gibi, liderin gösterdiği tavrın da, ekibe de bulaştığını düşünüyorum.


Peki bu bahsettiklerimizin tümü fiziki ortamlarda uygulanabilir gibi görünüyor. Bu dijitalde  mümkün mü?
Bu sorunun cevabını yakın zamanda deneyimlemiş biri olarak mümkün olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Konuyu özetlemek ve örnek teşkil etmesini isterim. Çünkü dik yokuşlar bittiğinde, hatırlayacağımız, yanımızda olan kişiler olacak.


Yıl sonu toplantımız başlamadan önce, departmanlardan gelen heyecan verici teaser tadındaki mailler, dijitalde olsa birlikteyiz sloganlarıyla başlayan bu organizasyon, herkesin nasıl olacağını kafasında canlandıramadığı bir durumdu.
Nihayetinde tüm planlar, fiber kabloların içinden geçen datanın uçtan uca sorunsuzca ulaşması üzerine kurulmuştu. Kamera karşısında yapılacak canlı yayının tüm ekibi bir arada tutabilmesi, toplantı salonunun kapısının kapalı olması gibi fiziksel değil, görünmeyen ağların birbirimize bağlanıyor olması ile mümkündü. Oldu mu? İnandık ve oldu.
O kadar özenle hazırlanmış bir organizasyon oldu ki, ekran karşısında sohbetler, 2020 değerlendirmeleri arasında sürekli kargocunun zilinizi aşındırdığı ve küçüklü büyüklü hediyeler getirmesiyle motivasyonu ve nabzı sürekli zirvede tutmasını sağlayan bir durumdu.


Tabiki iş yapıyoruz ve sorumlu olduğumuz bir kurum var, kurumun sürdürülebilir olması için de gereken bir satış dinamiği. Fakat öyle bir toplantı oldu ki, neredeyse tüm konular insan odaklı, nasıl mutlu oluruz ve oldururuz üzerineydi. Hal böyle olunca fiber kablolarla birbirine bağlı olan ekip, toplantı süreci boyunca da kalpleri birbirine bağlanmıştı. Edirne den Kars a kadar sanki aynı salondaymış hissiyatı ile sürdü.


Ben bu süreçten şunu deneyimledim ki, dijital de olsa fiziki de olsa, niyet ne ise hissiyatın insandan insana geçmesi için ortam ve mekan bağımsız. Aidiyetlik konusunu çözdüğünüz zaman, iş zaten kendiliğinden geliyor. Kimse kimseye sorumluluklarını hatırlatıp durmasına gerek kalmıyor, her birey bu ekip için daha neyi nasıl mükemmel yaparım? ı içselleştiriyor, 2021 için bireysel ve örgütsel planlarını yapıyor, Kendine ve çevresine içten bir Söz veriyor. Maslow’ un hiyerarşisi burada da bir kez kanıtlanıyor bence.Fizyolojik olarak işinizden tatminseniz, kendinizi ve ailenizi güvende hissediyorsanız, aidiyetiniz örgütünüze tamsa, son iki basamak otomatik yükleniyor:) Saygın hissediyorsunuz, özgüvenlisiniz ve kendinizi gerçekleştirmeye, takım oyuncusu olmaya ve yaratıcılığınızı sergilemeye başlıyorsunuz. En azından içten bir söz veriyorsunuz.


Her firmada geleneksel olan, yıl sonunda ekip olarak pasta üfleme töreni vardır. Dijitalde bunu yaşamak da ince bir ayrıntı. Tüm Türkiye’ ye eş zamanlı pasta ve mum gönderip, içine samimiyetini hissettiğiniz bir not bırakmak ve finalde tüm koca bir ekip Zoom da kameralarını açıp, kiminin kucağında çocuğu, yanında eşi, kiminin kedisinin patisi kiminin de yalnız olmasına rağmen yüzünde gülümsemesi ile aynı anda mumunuzu üflüyorsunuz ve şu sözleri duyuyorsunuz;

“Güneşte gölgeniz sizi terk etse de biz sizinleyiz, biz Bir’iz…”

Sevgiyle kalın,



Kaynaklar:

RÜZGAR, N. (2018). HİZMET SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN İŞLETME YÖNETİCİLERİNİN, MİNTZBERG TAKSONOMİSİNE GÖRE ÜSTLENDİKLERİ ROLLERİN, İNSAN KAYNAKLARININ İÇSELLİK VE DIŞSALLIK STATÜSÜ ALGISINA ETKİSİ: BİR UYGULAMA. Business & Management Studies: An International Journal6(4), 1101-1117.

wikipedia.org

Photo by Hans-Peter Gauster on Unsplash

“Dijital Dünya’da Örgüt Aidiyeti ; Maslow ve Mintzberg” hakkında 1 yorum

  1. Dik yokuşların sonunda , yanımızda kalanlar ; mutluluk bulaştıran , inanarak bulaştırdığımız ayna nöronlarımız.. 👏🏻☺️
    Yine enfes , tadında ; öğretici bir paylaşım güzel kaleminden , yüreğine emeğine sağlık.. 🌸🤗

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.