İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » Onda Var Bende Yok!

Onda Var Bende Yok!

Satın alma arzusu; kıskançlık mı, özenti mi, doyumsuzluk mu? Ayna nöronlar…

Her birimiz bu duyguları yaşadık ve yaşıyoruz. Hayalini kurduğumuz, onunla yatıp kalktığımız ve sahip olduğumuz ænı düşlediğimiz bir çok şey olmuştur. Sonrasında da o duyguları sürdüren çok azı geriye kalır.

Güncel bir örnek verecek olursak, iPhone 8 in daha henüz elimizdeki duruşunu tam sindirememişken, bir bela daha iPhone x… Arkasındaki bir ısırık alınmış elma adeta fenomenlerinden defalarca ısırık almakta. Android camiasına da bir taş indi gökten Note 8. Bam diye… Alemi cihan kararsız, o mu daha iyi diğeri mi, alınmalı mı alınmamalı mı? Cüzdana baksa bi kez anlaşılacak tabiki alınabilir mi alınamaz mı ? Tenzih ederim, alma gücü olanlar tabiki alacak fakat internet ortamında analizlere baktığımızda bu uçuk rakamlı cihazların peşinde hayal kuran yaş ortalaması henüz 16-20 lerde. Zaten işimiz şu an hayal kuranlar ve kurdurtanlar.
Kurdurtan derken, işte bunu 2004 yılında Steve Jobs, New York caddelerinde dolaşırken hayal ettiği, sanki tüm sokaklarda beyaz kulaklıklı insanlar var, mottosuydu. Fakat bunu böyle görmesinin altında yatan olay ayna nöronlardan başka birşey değildi.

Ayna Nöronlar…1992 yılında Parma’da yaşayan İtalyan bilimadamı Giacomo Rizzolatti ve ekibi, beynin motor davranışlarını nasıl örgütlediğini merak edip bunu ortaya çıkarmak amacıyla bir maymun türünün makak beynini inceliyorlardı. Özel olarak da Nörologların motor öncesi bölüm dedikleri bir bölgeyi incelediler. Maymunlar, bir ceviz kapmak gibi belli hareketleri yaparken beynin bu bölgesi hareketleniyordu. Bir çarpıcı örnek de, maymunun karşısında sıcak bir yaz günü dondurma yediğinizde yine bu bölgede canlılık gözlemleniyordu.
Bu şaşırtıcı olgu Rizzolatti’nin ‘ Ayna Nöronlar’ adını vereceğişeyin sonucuydu. Bunlar, bir eylem gerçekleştirilirken ve aynı eylemi gözlemleyen bir başka birinde harekete geçen nöronlardı.

Acaba insan beyni de aynı mı çalışıyordu. Etik nedenlerden dolayı insan beynine elektrot yerleştirilemediğinden dolayı alt ön kortes ile üst yan lobu gibi insan beyninin bu tip nöronların bulunduğu bölgeler fMRI cihazı ile tarandı. Sonuç olarak aynı hareketlenme insan beyninin bu bölgelerinde de yaşandığı tespit edildi.
Yani, Biyoloji için DNA neyse, psikoloji için de Ayna Nöron odur. Buna en yakın örnek, yeni doğan bir bebeğe dil çıkardığınızda, onun da size çıkarması gibi.

Satın alma dürtüsüne geri dönersek, bizler de ilgi duyduğumuz bir şeyi gördüğümüzde sanki onsa sahip oluyormuşçasına heyecan duyuyoruz.Mağazaların vitrinlerindeki cansız mankenlerin üzerinde gördüğünüz kıyafetlere bakarken, sanki o mankenin vücut yapısına sahipmişcesine, kendi üzerinizde aynı havalı şekliyle hayal edip mağazanın kasasına gitme anınız da pek yadırganamaz.

Fakat 2006 yılında farklı bir tatminkarlık çözümü ortaya çıktı. Nick Baily adındaki 17 yaşındaki genç, Nintendo nün yeni piyasaya sürdüğü Wii oyununu almak için Tos R’Us mağazasının kapısında saatlerce sıra bekledikten sonra, oyun kutusunu aldığında mutluluktan uçarak evine yürümeye başladı. Eve gelip kutuyu parçalarcasına açmak yerine, sakin bir şekilde eline kamerasını alıp, kutuyu açıp içindekileri çıkarma anını kayda çekti. Sonra bu kaydı Youtube a yüklediğinde henüz 1 haftada video 71.000 kez izlendi. Bu video, Nintendo meraklılarına kendi Wii lerini oynamak kadar haz ve keyif veriyordu. Veeee… Unboxing in doğuşu:)
Unboxing; yani kutu açılımı videoları bildiğiniz üzere, Youtube da izlenme rekorları kıran, insanların bir cihazı almadan deneyim kazandıkları videolardır. Ne yalan söyleyim, benim elimde olan bir cihazın unboxing ini izlemek bile ara ara keyif verir:) Bu olay, insanların hayalini kurup alamadığı ürünler için bir nebze de olsa tatminkarlık sağlayıp en azından o sahip olma duygusunu tatmalarına katkıda bulunuyor.

Kim bilir, Belki Ayna Nöronlar iş başında olabilir…İş başında olsalar da, yalnız değillerdir. Satın alma duygusunun bağımlılık yapıcı maddesi Dopamin de hemen yanı başındadır. Uzmanlara göre; Dopamin ve ayna nöronlar iş başındayken, beğendiğiniz bir telefona veya beş taşlı bir pırlanta yüzüğe bakarken kredi kartına şifreyi ne zaman girdiğinizi anlamak 2,5 saniyeden sonraki zamandır.

Geçmiş olsun:)

Ref: (Martin L., Buyology,2008)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.